Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Emine Erdoğan “Dünya Su Günü: Su Verimliliği Zirvesi”ne katıldı – Birlik Haber Ajansı

İstanbul–BHA Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sıfır Atık Vakfı tarafından


İstanbulBHA

Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sıfır Atık Vakfı tarafından İstanbul’da düzenlenen etkinlikte konuşan Emine Erdoğan, 2 yıl önce Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde “Ulusal Su Verimliliği Seferberliği” başlattıklarını ve milli bir sorumluluğu yerine getirmek niyetiyle yola koyulduklarını, bu doğrultuda birçok strateji oluşturularak eylemler belirlediklerini söyledi.

Erdoğan, Milli Eğitim, Sanayi ve Teknoloji, Kültür ve Turizm bakanlıkları ile yerel yönetimlerin de önemli çalışmalar başlattıklarını belirterek, tüm bakanlara, kurumlara, sanayiden akademiye tüm paydaşlarına teşekkür etti.

Bugün düzenlenen zirvede “Su Verimliliği İşbirliği Protokolü” imzalayacak bakanlar ile kurum başkanlarına teşekkür eden Erdoğan, Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı’na destekleri için ayrıca şükranlarını sunarak, zirvenin hayırlı olması temennisinde bulundu.

“İŞ İŞTEN GEÇMEDEN TEDBİR ALMAK GEREKİR”

Emine Erdoğan, “Susadığınızda kuyu açmak için çok geçtir. Yani bir sorun kapımıza dayanmadan yaklaşan tehlikenin ayak seslerini duymak ve iş işten geçmeden tedbir almak gerekir. Dünyaya baktığımızda denizlerle, okyanuslarla, göllerle, ırmaklarla kaplı masmavi bir gezegen görüyoruz. Bu nedenle suyun bitmeyecek bir kaynak olduğuna dair yanlış bir ön kabulle hareket ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

İnsani tüketime uygun nitelikte olan içilebilir tatlı su miktarının, su varlığının sadece yüzde 1’ini oluşturduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Bu yüzde 1’den payımıza düşen hayattır, vatandır, gelecektir. Bu yüzde 1, şimdi iklim değişikliğinin etkileri, kirlilik, kuraklık ve nüfus artışı gibi birçok tehditle karşı karşıya. Bildiğiniz gibi ülkemiz, Akdeniz İklim Kuşağı’nda yer alıyor, dolayısıyla iklim değişikliğinin etkilerine çok fazla maruz kalıyor. Önümüzdeki yüzyıl içinde su kaynaklarımızın yüzde 25’e varan oranlarda azalabileceği öngörülüyor. Biz, halihazırda su stresi altında bir ülkeyiz. Bu gerçekle yüzleşmeyi daha fazla erteleyemeyiz.” değerlendirmelerinde bulundu.

SU KAYBINI DÜŞÜRME HEDEFİ

Fikirler, gayretler ve iyi niyetler birleştirilebilirse Türkiye’nin ileride su kıtlığı çeken ülkelerden biri olmasının önüne geçilebileceğini vurgulayan Erdoğan, “İşe su verimliliği kavramının tüm kulaklara, tüm vicdanlara ulaşmasını sağlayarak başlamalıyız. Su verimliliği, asgari miktardaki sudan azami fayda sağlamaktır. Diğer bir deyişle, su kayıplarını önlemek, israfı engellemek ve tek bir damla suyu bile ziyan etmemektir. Bu yaklaşımı kent yönetimine, endüstriye, tarıma ve bireysel hayatlarımıza yaymaktır.” dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığının her alan için belirlediği bazı hedefleri olduğunu aktaran Erdoğan, “Bugün itibarıyla su kayıplarımız yüzde 32 seviyesindedir. Bu kaybı, 2030’da yüzde 25’e düşüreceğiz. Endüstride verimliliği 2030’da yüzde 30’a yükselteceğiz. Tarımsal sulamada, şu anda yüzde 50 olan verimliliği 2030’da yüzde 60’a çıkaracağız inşallah.” diye konuştu.

Emine Erdoğan, programa katılan kadın çiftçilerden verimli su kullanımı meselesini sahiplenmeleri ricasında bulunarak, “Sizler toprağın, bereketin, nimetin dilini en iyi bilenlersiniz. Tarımsal sulamadaki kayıpların önüne geçeceğinize, bu hedefin gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayacağınıza yürekten inanıyorum. Toprağımız gibi, suyumuz da sizlere emanettir.” dedi.

Bireysel su kullanımlarında verimliliğin sağlanması gerektiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bugün ülkemizde kişi başı günlük su kullanımı 150 litredir. Gelin, milletçe bu oranı 2030’a kadar 120 litreye indirelim. Musluktan akan suyun, 85 milyonun ortak hayat kaynağı olduğunu unutmayalım. Evlerimizde, iş yerlerimizde, gittiğimiz tatillerde kullandığımız her damla sudan en yüksek verimi almaya çalışalım.”

“SUYA VEFA, NİMETE HÜRMET, HAYATA SADAKAT İLKESİYLE HAREKET EDELİM”

Emine Erdoğan, bir kişinin diş fırçalarken günde 25, el yıkarken 23, çamaşır makinesinde ön yıkama yaparken ise 4 litre suyu israf ettiğini dile getirdi.

Birkaç davranış değişikliğiyle suyun kurtarılabileceğini ifade eden Erdoğan, “İnanın su verimliliği uygulamalarının hepsi elimizden gelir. Biraz dikkatle 2030 yılı hedeflerimizi rahatlıkla başarabiliriz. İstanbul’un 11 yıllık su ihtiyacına karşılık gelen 12,4 milyar metreküp suyu kazanabiliriz. O halde suya vefa, nimete hürmet, hayata sadakat ilkesiyle hareket edelim.” şeklinde konuştu.

Dünyada yaklaşık 4 milyar insanın yılda en az 1 ay ciddi boyutlarda su kıtlığı yaşadığını vurgulayan Erdoğan, “Mesela Afrika’da her gün kadınlar ve çocuklar temiz su kaynaklarına ulaşmak için saatlerce, kilometrelerce yol yürüyorlar. Suya eriştikten sonra bu sefer aynı yolu, dolu su kovalarını taşıyarak kat ediyorlar. Bir insanın hayatı, ailesinin günlük su ihtiyacını karşılamak, yani hayatta kalabilmek için saatlerce yol yürümekle geçiyor. Çocuklar bırakın okula gitmeyi, okulun hayalini bile kuramıyorlar. Bugün, bizim sıradan kabul ettiğimiz eğitim, sanitasyon ve sağlıklı yaşam gibi birçok konfora sahip değiller.” ifadelerini kullandı.

Su kıtlığının, giderek daha fazla ülke için birinci gündem maddesi haline geldiğinin altını çizen Erdoğan, “Büyük ekonomiler, su kaynaklarını yönetmek, korumak ve güvence altına almak için daha fazla yatırım yapıyorlar. Kısacası bugün su, küresel olarak tüm ülkelerin bekasının, milli güvenliğinin ve gıda güvenliğinin konusudur. Bizim su ile hürmet ve muhabbet üzerine kurulu derin bir medeniyet ilişkimiz vardır. Su, ilahi bir armağandır. Yaradan’ın üzerimizdeki şefkatidir.” dedi.

Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Bize bir bardak su ikram edene ‘Su gibi aziz ol.’ deriz çünkü su kutsaldır. ‘Su verenlerin çok olsun.’ deriz çünkü su bedenlerin ve ruhların tesellisidir. ‘Ölmüşlerinin canına değsin.’ deriz çünkü suyun sevabı, ahirete ulaşacak kadar büyüktür. O yüzden, tenha yol kenarlarında bile, olur da susayan biri çıkarsa, su içsin diye hayratlar yapılmıştır. Oradan içilen suyun karşılığı sadece duadır. Şehirlerimiz, suyun varlığına duyduğumuz minnetin sembolleri ile süslenmiştir. Hayratlar, meydan çeşmeleri, şadırvanlar, sebiller Osmanlı su mimarisinin en zarif eserleridir. Bir damla suda yaşamımız, medeniyetimiz, inancımız, kültürümüz, hülasa tarihimiz gizlidir. Milletimizin hiçbir zaman bu nimetten mahrum kalmamasını Allah’tan niyaz ediyorum. Yediden yetmişe herkesi, su seferberliğinde yerini almaya davet ediyorum.”

ZİRVENİN TEMASI “BUZULLARIN KORUNMASI”

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da zirvede yaptığı konuşmada, bu yıl Birleşmiş Milletler’in (BM) Dünya Su Günü temasını, “buzulların korunması” olarak belirlediğini söyledi.

Buzulların, dünyanın ısı dengesini sağlayan doğal aynalar olduğunu ancak son 50 yılda benzeri görülmemiş bir hızla eridiklerini kaydeden Yumaklı, “Buzullar, 2023 yılında tarihin en büyük su ve kütle kaybına uğradı. Küresel iklim değişikliğinin su döngüsünü geri dönüşü olmayacak bir şekilde değiştirmesi de bunun üzerine eklenmiş durumda.” dedi.



Amasya'da süt kuzuları anneleriyle buluştu

Amasya’da süt kuzuları anneleriyle buluştu

Bakan Yumaklı, buzulların erimesinin sadece buzullar bölgesini etkilemediğine değinerek, “Daha sıcak yazlar, artan kuraklıklar, tarımsal üretim riskleri ve su kaynaklarının azalması bu değişimlerin doğrudan etkileri. Buzulların erimesiyle deniz seviyeleri yükselirken, içme suyu kaynaklarının da çok önemli bir şekilde azaldığını ve risk altına girdiğini görüyoruz. Kısacası iklim krizinin, su krizine dönüşmemesi için bugünden itibaren çalışmaya başlamak zorundayız.” diye konuştu.

Su yönetiminin sadece çevresel bir mesele olmadığına dikkati çeken Yumaklı, “Su yönetiminin ekonomik ve sosyal kalkınmayla ilgili çok önemli boyutları vardır. Ülkemiz Akdeniz Havzası’nda ve iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkelerin arasındayız. Bugün su stresi altında bir ülkeyiz ancak toplumun tüm kesimleriyle ortak bir bilinç, güçlü bir iş birliğiyle su kıtlığı çeken ülkeler kategorisine düşmemek için gayret sarf ediyoruz.” ifadesini kullandı.

“SU DEPOLAMA HACMİMİZ 50 MİLYAR METREKÜP ARTTI”

Bakan Yumaklı, suyun artık sınırsız bir kaynak değil korunması gereken hayati bir değer olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bu sebeple son 22 yılda sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyoner liderliğinde suyun akışına yön veren politikalar geliştirildi. Bu süre içerisinde bugünün rakamlarıyla 3 trilyon 350 milyar liralık yatırımla 11 binin üzerinde su ve sulama tesisi hizmete alınmış oldu. Şöyle örnekleyelim; Cumhuriyet tarihimizde bu başlıkta yapılan bütün yatırımların yüzde 60’ı son 22 yıl içerisinde gerçekleştirilmiş oldu. Böylece su depolama hacmimiz 50 milyar metreküp arttı ve 183,4 milyar metreküplük bir su kaynağına sahip olduk. Tarımda su verimliliğini, özellikle suyun yüzde 77’sini kullanması hasebiyle ülkemiz için devrim niteliğinde bir gelişmeyle, Tarım Kanunu’nda değişiklik yaparak suyu tam da tarımsal üretimin merkezine oturttuk. Stratejik ürünlerin en uygun yerde, en olası şekilde üretim planlamasıyla bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretiminde ülkemiz adına önemli bir dönüm noktasını da aşmış olduk.” açıklamalarında bulundu.

Bitkisel üretimde yeni destek modeli uyguladıklarını belirten Bakan Yumaklı, “Havzalarda planlanan üretimin yapılmasıyla ilgili destekleri vermemizin yanı sıra Türkiye’de su kısıtı bulunan 52 ilçede, üretim planlamasına uyulduğu takdirde, ilave su kısıtı desteği ödemeye başladık.” dedi.

Bakan Yumaklı, tarımda su verimliliğinin arttırılması için modern ve basınçlı sulama sistemlerinin öneminin çok fazla olduğunu kaydederek, “Hali hazırda bu oranımız yüzde 35 ancak bütün hedefimiz 2028 yılında bunu yüzde 45’e yükseltmek. Özellikle vahşi sulamadan modern sulama sistemlerine geçişle ilgili de desteklerimiz yüzde 50’inin üzerinde devam ediyor. Çiftçilerimizi hibe destekleriyle desteklemeye devam edeceğiz. Şu ana kadar yaklaşık 10,5 milyar liralık destek ödemesi yapıldı. Yüzde 50’sini de çiftçilerimizin kendisinin yaptığını söylemiş olursak, yaklaşık 21 milyar liralık bir yatırım faaliyete geçmiş durumda.” diye konuştu.

İklim değişikliği etkisiyle Türkiye’de göllerin de kurumaya başladığını gözlemlediklerini aktaran Yumaklı, “Bu kapsamda attığımız yeni bir adımı da buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. 2025 yılında Eğirdir ve Eber Gölü havzalarını iyileştirmeye yönelik bireysel sulama sistemlerine yaklaşık 1 milyar liralık bir bütçe ayırmış durumdayız. Bütün bunları yaparken elbette suyun verimli kullanılmasına dönük çok büyük ve önemli projelerimiz hayata geçmeye başladı.” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’DE SUYUN YÖNETİMİ İÇİN ULUSAL SU KURULU’NU KURDUK”

Bakan Yumaklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın 2023 yılının Ocak ayında başlattığı “Su Verimliliği Seferberliği”nin önemli olduğunu belirterek, seferberlik kapsamında yaptıkları çalışmaları aktardı.

Kentsel, tarımsal ve endüstriyel su kullanımını verimli hale getirmek için birçok projeyi hayata geçirdiklerini dile getiren Yumaklı, “Türkiye’de suyun yönetimi için Ulusal Su Kurulu’nu kurduk. Havza bazlı su kullanım stratejileri geliştirdik. Kuraklık Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi’ni geliştirerek su kaynaklarının izlenmesini sağlamaya başladık. Taşkın ve su baskınlarına karşı taşkın, tehlike ve risk haritaları hazırladık. Yerli ve milli Hidrotürk Modeli ile su kaynaklarının daha etkin yönetimiyle ilgili çalışmalara başladık. En önemlisi de bu yılın içerisinde devreye alacağımız Akıllı Su Yönetim Sistemi ile suyun kaynağından, kullanıcısına kadar takibini sağlamış olacağız.” bilgisini verdi.

Bakan Yumaklı, tüm bunları yaparken amaçlarının asla suyun kullanımının kısıtlanması olmadığı vurgulayarak, “Suyu sadece bir kaynak olarak görmedik. Su medeniyettir dedik ve tek gayemiz de suyu verimli kullanmak oldu. Hep söyledik bir kez daha tekrar edelim. Su bize miras değil, çocuklarımızdan emanettir.” ifadelerini kullandı.

Yaşam kaynağı olan suyun verimli kullanımı için atılacak her adımda “Ben de varım.” dediği için Emine Erdoğan’a şükranlarını sunan Yumaklı, programa katılanlara teşekkür etti.

Konuşmaların ardından “Su Verimliliği İşbirliği Protokolleri” gerçekleştirilirken, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve YÖK Başkanı Erol Özvar protokole imza attı​.



Kaynak